© COPYRIGHT 2015

by Ahmet TURKOGLU

Nedir Yolculuk ?

Yeni Zelanda dağlarında araba kullanmak, arabada uyumak, arabada yemek yemek, arabada yıldızları izlemek, arabada yalnızlığın dibine vurmak mıdır?

Japonya’da aile edinmek midir? Yanlarından ayrılırken “biz ölmeden tekrar gel” diyen 85lik dedenin yüzüne ifadesiz bakmak, içten içe ağlamak, parça parça olmak mıdır?

Kamboçya’ta artık boku çıkmış Türk yoğunluğunun arasına düşüp, birbirlerinin arkasından konuşmalarını mı dinlemektir?

Tayvan’da bir okulda yatılı kalmak, derslere girmek, okul takımıyla basket oynamak, bu süreçte bana aşık olan bir kız çocuğundan mektuplar almak mıdır? Onu yaşlı gözlerle, karışık duygularla, gençlik hayalleri ile bırakıp gitmek midir?

Simit, peynir, zeytin özlemek midir? Annemin “ekmek ye oğlum” sözlerine burun kıvırıp ekmeksiz yenen yemekleri hatırlayıp, mis gibi kokan o ekmeğe hasret kalmak mıdır?

9300km, 168saat süren trans sibirya treni midir? Trende Ruslar ile votka içip eğlenmek midir, Kırgız bir ablanın bana oğlum diyip yemek vermesi midir?

Farklı bir dünya diye gidilen Avustralya’da Nesrin ve oğlunun hayat hikayesine hüzünlenmek midir? Merve, Özge ve diğer gençlerin yaşam mücadelesine tanık olmak mıdır?

En çok yazıştığınız insanların artık aileniz, akrabalarınız yada yakın arkadaşlarınız değil, diğer gezginler olması mıdır? Bu yeni oluşan arkadaş çevresinin, gezgin dostluğunun, ne kadar süreceğini bilmemenin endişesi midir?

Her gün daha sosyal bir insan haline gelirken, gün geçtikçe daha da içine kapanmak mıdır? Anı yaşamanın hafifliği ile içe atılan duyguların ağırlığını hesaplayamamak mıdır?

Myanmar’da Alman bir gezgin ile cuma namazıma katılmak, çıkışta yaşlıların bize sarılarak hüzünlenmeleri ile duygulanmak mıdır? Yoksa yıllarınızı geçirdiğiniz bir arkadaşınız vefat haberini alıp günlerce hayatı sorgulamak mıdır?

Filipinler’de kavurucu havada bir otobüs durağında başlayan aşkı, Arjantin Patagonya’sının buz gibi havasında sonlandırmak mıdır?

Vietnam’da motorsiklet kazası yapıp, ölüm korkusu yaşamak, 3-5 saat sonra biraları çakıp, kırık diş ile buna gülebilmek midir?

Kardeş Kore’ye giriş yaparken 3 saat düşman gibi sorgulanmak mıdır?

Yabancılar ile dert paylaşmanın zorluğunda yorulmak, boğazda düğümlenen duyguların tırmalayıcı acısı ile günler aylar geçirmek midir? Bir Türk bulduğunda, içini dökmeye çalışmak, onu da becerememek midir?

Şili’de bisiklet kiralamaya 5$ vermemek için kavurucu çölde 24km yürümek midir?

Laos’ta bir şişe viski içip nehirden aşağıya kendini bırakmak mıdır?

Tayland’da gece yarısı ormanda kurbağa avlayıp sabah kahvaltıda mangal yapıp yemek midir?

Nepal’in, Çin’in, Vietnam’ın, Endonezya’nın, Myanmar’ın, Arjantin’in.. Gidilen hemen hemen her ülkenin.. Dağlarında, ormanlarında.. Saatlerce, günlerce yürümek midir? Düşünmek, deli deli düşünmek midir manzaraya karşı?

Çin’de, üç günde bir, 25 saat tren yolculuğu yapmak mıdır? Gece gündüz açık ışıklarda, bangır bangır müzikte, kavga edercesine muhabbetler eşliğinde, sigara dumanı altında, bir gram uyku uyumadan, 90 derece, dim dik, beton gibi koltukta oturarak, yavaş yavaş kucağınıza kıvrılan bir Çinli ile tıngır mıngır giderken, karşınızda oturan diğer bir Çinlinin haşlanmış yumurta uzatması mıdır?

“Geri dönme” diyen arkadaşlarımın çokluğu mudur?

Arjantin’de 46 saat süren otobüs yolculuğunda beni duygudan duyguya sokan bu satırları yazarken, arka arkaya verilen 3 dövüş filmini izlemek midir?

Endonezya’da günde 5 kamyonete otostop çekmek midir? Yanardağa tırmanıp sülfür dumanı çekmek midir?  Derinden, ciğerden ölürcesine öksürmek, yanan gözler ile zehirli gözyaşı dökmek midir?

Farkı ülkelerden, farklı kültürlerden, farkı dinlerden.. Farklı farklı kız arkadaşlar edinip, bir müddet sonra bu farklılığın karın ağrısından yorulup, ayrılmak mıdır?

Duygusuzlaşmak mıdır? Duygularını ifade edememek midir?

Yalnızlık mıdır? Yalnız kalamamak mıdır?

İnternette birşey paylaşmak için deli deli wifi aramak mıdır? Hay internetini diyip günlerce uzak kalmak mıdır? Telefonu açınca  “ülkede darbe oldu” haberi almak mıdır?

Mistik diye gidilen Hindistan’ın pislik çıkması mıdır? Kültür karmaşası mıdır? Din harmanı mıdır?

Blogger camiasının içine düşüp, aynı yerler hakkında nasıl herkesin farklı farklı yazılar yazdığını görmek midir? Bu tatlı rekabete ufaktan gülümseyebilmek midir? Gezdiklerini, gördüklerini, yaşadıklarını tribünlere oynamak için abartanlara, içinden de olsa “ya bi sittir git” demek midir?

Yeğenimin okula başlaması, ilk karnesini alması, çok başarılı olması.. ve bunların hepsini kaçırmak, yanaklarından öpememek, gözlerin içine baka baka bi “aferin lan” diyememek midir?

24 kişilik hostel odası mıdır? Çin’de kafe, Tayvan’da okul, Vietnam’da budist tapınağı, Malezya’da rezidans, Tazmanya’da çadır, Yeni Zelanda’da araba, Hindistan’da sihk tapınağı, Endonezya’da cami, Sri Lanka’da malzeme deposunda konaklamak mıdır?

Her yeni ülkeye girişimde, hemen bir sonrakini soran babamın heyecanı mıdır? Yoksa çabuk çabuk bitirip dönmemi istemesi midir?

1.5 yıl Asya’da dolandıktan sonra, içe bir kurt düşüp, hastaneye gidip kan testi yaptırmak mıdır, heyecan ile korkuyu harman edip sonuçları beklemek midir?

Arjantin’de Latin Amerika’nın birliğinden bahseden bir şarkıyı dinleyip dinleyip, kendi ülkemin ayrışmış insanlarını düşünerek hüzünlenmek midir?

Abimin “vay anasını ne bitmez paran varmış” demesi midir?

Farklı ülkelerdeki, farklı çakallardan, farklı farklı çakallıklar öğrenmek midir?

Güney Kore’de bir hostelde tanışıp kaynaştığım insanlar ile ayrılık günü hüzünlenip, çocuk gibi aynı yatakta sarılarak uyumak mıdır? Soğuk olarak bilinen Güney Afrikalı’dan, Amerikalı’dan bu sıcaklığı görmenin garipliği midir, duygusallığı mıdır?

Çin, Vietnam, Thai, Bhasa.. Farklı farklı dillerde selamlaşmayı, temel soruları, sayıları öğrenip, 3-5 haftaya hepsini unutmak mıdır?

Yerli halk ile anlaşamamak mıdır? Çat pat anlaşmanın mutluluğu mudur? Güler bir yüzün neler yapabileceğine şaşırmak mıdır?

Dünyada iyiliğin ısrarla var olduğuna sık sık şahit olmak mıdır?

“Neredeyim ulan ben? Ne işim var burada?” demenin şaşkınlık mı, mutluluk mu, korku mu, hüsran mı, sevinç mi? Nasıl bir duygu olduğunu çözememek midir?

Tibet’te Everest dağı ana kampında dondurucu havada çadırda konaklamak mıdır? Filipinler’de günlerce sahilde hamakta uyumak mı?

Farklı kültürler tanımanın mutluluğu, heyecanı mıdır, bazen onlanlara anlam verememenin baş ağrısı mıdır?

Vietnam’da sabahın köründe yenen etin garipliği mi? Arjantin’de gece yarısında yenen etin ağırlığı mı?  Hiçbir ülkede olmayan kahvaltı kültürünün yarattığı zorluk mudur?

Daha önümde uzun yollar olmasının verdiği heyecan mı, yorgunluk mu? Hedefime ulaşıp ulaşamayacağımın belirsizliği midir?

Her konuştuğumuzda “yeter artık oğlum çok özledim, dön” diyen annemin göz yaşları mıdır? 3-5dk konuştuktan sonra rahatlayıp, “gez oğlum gez” demesi midir?

Buradan şuraya gitmek midir?

Nedir yolculuk?

Bu sorulara cevap bulmak mıdır?

Daha fazla soru sorabilmek mi?

Kalın Sağlıcakla..

Benzer Yazılar;



Yorumlar (4)

  1. Filiz

    Bir gun donucek kaldigin yerden hayata karisicaksin. Yolda olmanin tadina var. Farkini doyasiya yasa Ahmet. Takipteyim. Sevgiler

    Cevapla
  2. Murat YILDIRIM

    Ahmet kardeşim yazıların ve gezdiğin yerlerle ilgili bilgilendirmelerin süper. İnşallah bir karşılaşırız

    Cevapla

Murat YILDIRIM için bir cevap yazın Cevabı iptal et