Tapınakta Bir Amcaoğlu
Vietnam.. Güneydoğu Asya..
Kahve diyarı Buon Ma Thout’tan çıktım kuzeye doğru devam ediyorum.. Kahvaltı için bir köyde durakladım, kahve için başka bir köyde.. Sonra bir kasabadan geçerken ilginç bir bina gördüm.. Sürdüm motosikleti binanın bahçesine..
Fotoğraf çekeyim derken, Vietnamlı iki delikanlı geldi, onlarda fotoğraf çekiyor.. Sen beni çek, dur ben de seni çekeyim, dur birlikte çekinelim.. Derken “öğle yemeği yedim mi” diye sordular, “hayır” dedim.. “Gel ailecek yiyelim, takip et bizi” dediler.. Hayda.. “İyi tamam” dedim ama içimde bir şüphe.. Onlar önde ben peşlerinde motorlar ile gidiyoruz.. Ara sokaklara girseler, takibi bırakıp kendi yoluma gideceğim ama ana caddedeyiz.. Cadde üstünde, dükkan gibi bir yerin yanından, demir bir kapıdan geçerek binanın iç avlusuna girdiler.. Sür motoru sen de içeri dediler.. Sürdüm.. Ve içerideki avlu, bir evin bahçesi.. O an kapı arkamdan kapansa! Turko yok..
Bahçede motosikletleri park ettik. Bir abla yemek hazırlıyor.. Onunla tanıştırıldım.. Sonra başkası, bir diğeri derken ortam kalabalık oldu.. Delikanlılar, misafirimiz var havasında şen şakraklar.. Buyur ettiler, eve girdim. Oturup bir soluklandım.. Sonra bahçede yere kilim attılar.. Yemekler geldi.. Ailecek yedik.. İçecekler.. Tatlılar.. Çekirdek.. Gitar.. Müzik.. Şen şakrak tüm aile eğlendik.. Çekirdekler :)) Kavrulmuş ayçiçeği veya kabak çekirdeği değil! Kavrulmuş karpuz çekirdeği!!! Öğlen yorgunluğunu atmak için onlar uzandı, ben de uzandım.. 1-2 saat önce tanıştığım bu insanların bahçesinde 1 saate yakın uyudum..
Yeni yıl tatilinde oldukları için akraba ziyaretlerindeler.. Kızlardan biri “komşu şehirde bir kuzen daha var onu ziyarete gideceğiz, gelir misin?” “Tabiki, zaten yolum o tarafa”..
4 motorsiklet çıktık yola.. 6 kuzen ve ben..
Şehir içine ulaştık.. Arka mahallelere gittik.. Sonra aniden durup bir tapınağa girdik.. Yeni yıl ya, dua edecekler diye düşündüm.. Park ettik motosikletleri.. Keşişler gelip bizimkiler ile muhabbete girişti.. Beni de tanıştırdılar.. Hayırdır inşallah..
Meğer bizim ziyaret edeceğimiz kuzen, bu tapınaktaki keşişlerden biriymiş..
Tapınakta bir odaya geçip yeşil çay eşliğinde muhabbet ettik.. Daha ilginci, keşiş bana hurma ikram etti !! Hurma !! Vietnam’da !! Bir budist tapınağında hurma yedim !! Tabi onlar ne olduğunu bilmiyor.. Bir çeşit tatlı onlar için, kutuya baktım Suudi Arabistan’dan ithal.. Nasıl ellerine geçti ise..
Sohbet muhabbet sonrası çantalarımızı tapınakta bırakıp şehri gezmeye çıktık.. Çantalar derken, onların birkaç parça el eşyası var, benim koca sırtçancası, yani tüm mal varlığım. Yine motosikletler ile 6 kuzen, ben ve keşiş kuzen..
Akşam yemeği yedik, parkları bahçeleri gezdik, karaoke yaptık, şehrin sokaklarında 4 motor, çete gibiyiz.. İçkili mekana gitmek istediler, keşiş kuzen benim kıyafet müsait değil ayıp olur dedi.. Gece tapınağa geri döndük..
Kızlar eşyalarını toplayıp kasabaya geri dönecek, ee ben ne yapacağım, şehirde bir hotel bulurum artık..
Kızlardan biri, “sen tapınakta kalsana!!” “Bilmem olur mu?” Keşiş kuzen, “olur ayarlarım ben” dedi.. İyi tamam kalıyorum..
Kızlar gitti.. İlk tanıştığım iki kuzen ve ben, 3-5 keşiş ile daldık muhabbete.. Yeşil çay eşliğinde.. Hurma yedik! Çekirdek çitledik, karpuz çekirdeği!
Geç oldu odaya çekilelim dedik.. Keşişlerden birinin odasına geçtik.. Ben, keşiş ve bir kuzen.. Keşiş 32 yaşında.. Ve 15 yaşından beri bu tapınakta yaşıyor.. Odada bilgisayar var, hatta wifi var.. Müzik açtık.. Bir keşiş daha ve diğer kuzen de geldi.. Geç saatlere kadar muhabbet ettik.. Din hakkında, Türkiye ve sonraki durağım Çin hakkında, mimari ve inşaat hakkında, kültürler hakkında.. Ve daha derin konular hakkında..
Odadan fotoğraf var ama söz verdim paylaşamıyorum.. Özel alanlarını deşifre etmek istemem.. Nitekim mükemmel zaman geçirdik..
Sabahında kızlar yine geldi.. Keşişler ile birlikte önce kahvaltıya gittik sonra bir göl kenarında adını bile bilmediğim meyveler ile piknik yaptık.. 2 gün boyunca elimi cebime sokturmayan bu neşeli insanlara birer kahve ısmarladım.. Vietnam kahvesi.. En sevdiğim..
Ve ayrılık vakti.. Öğleden sonra, önceki gün kaldığım yerden, tekrar yollara düştüm..
Yanlarından uzaklaştığım 3-5 saniyedeki duygularımı tarif edemem.. Bir anlık soru! “Bizimle yemeğe gelir misin?” ve buna bir anlık “evet” cevabı..
Kaskın camını açtım.. Duyguların ağırlığı.. Rüzgarın yakıcılığı.. Gözlerden süzülen, uçuşan yaşlar..
Yollar..
Turko bu anı bir harika dostum 👍🏻 Son satırlar boğazımdaki düğümleri hatırlattı 👏